Dursun Murat Özden

Bilgilik / İpucu

Dursun Murat Özden

    Kategori: ENERJİ
    Konu: Enerjinin Geleceği Alternatif Kaynaklarda


Türkiye 2020 yılındaki 400-500 milyar kilovatsaat olarak öngörülen enerji gereksiniminin yalnız 200 milyar kilovatsaatini kendi kaynaklarından üretebilecek. Enerjide dışa bağımlılığı artacak olan Türkiye`de alternatif kaynakların kullanılması önemli.

Fosil kaynaklar olarak tanımlanan petrol, doğalgaz ve kömürden oluşan enerji kaynaklarında bir yandan giderek azalan rejervler diğer yandan çevre kirliliği tehlikesi dünyayı alternatif enerji kaynakları arayışına itiyor. Dünyanın en büyük petrol şirketlerinden BP`nin bile orta vadede yenilenebilir enerji kaynakları kullanmaya yönelik artan yatırımları yeni trendin göstergesi. Dünya Enerji Ajansı`nın verilerine göre yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılacak yatırımın 2030`a kadar 10 trilyon doları bulması bekleniyor. 2020 yılında 400-500 milyar kilovatsaat olarak öngörülen enerji gereksiniminin yalnız 200 milyar kilovatsaatini kendi kaynaklarından üretebilecek olan Türkiye ise güneş, jeotermal ve rüzgarda önemli potansiyele sahip olmasına rağmen bu konuda hala adım atmıyor.

Günümüzde tüm yenilenebilir ve alternatif enerji kaynakları enerji talebinin yüzde 2,5`lik bir kısmını karşılıyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın tahminlerine göre 2015 yılında yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam talebin yüzde 3.3’ünü karşılaması planlanıyor. 2003 yılında dünya genelinde elektrik üretim sektörüne 150 milyar doların üzerinde yatırım yapılırken güç üretimi için yenilenebilir kaynaklara yapılan toplam yatırım 33 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Uluslararası Enerji Ajansı`nın projeksiyonuna göre 2001-2030 yılları arasındaki dönemde yenilenebilir enerji kaynaklarına 10 trilyon dolarlık yatırım gerçekleşecek. OECD ülkeleri arasında da yenilenebilir kaynakların enerji üretimindeki payının yüzde 25`e ulaşması hedefleniyor.

Elektrik üretiminin yanı sıra ısınma amaçlı kullanılan güneş, rüzgar ve jeotermal enerji kaynağında Türkiye önemli bir potansiyele sahip. Türkiye Elektrik İletim AŞ`nin (TEİAŞ) geçtiğimiz yıl sonunda hazırladığı rapora göre Türkiye`nin bugünkü elektrik üretimi, yıllık 140 milyar kilovatsaat (kwh). Kişi başı elektrik tüketimi ise yıllık 2 bin kwh. AB ortalaması kişi başı 8000, OECD`de ise 5000 kwh. TEİAŞ`ın projeksiyonuna göre, Türkiye`nin 2020 yılındaki enerji gereksinimi minimum 400-500 milyar kwh olacak ve Türkiye bunun 200 milyar kwh`sini kendi kaynaklarından üretecek. Bu nedenle Türkiye`deki alternatif kaynakların kullanılması önemli. Ancak Türkiye`nin son yıllarda geliştirdiği enerji politikası doğalgaza yönelik. Yenilenebilir enerji kaynakları konusunda hazırlanan yasa tasarısıyla ilgili olarak son bir yıldır herhangi bir gelişme sağlanamadı.

Dünyanın giderek daha fazla ilgi gösterdiği alternatif enerji konusunda dünya ve Türkiye`deki gelişmeler şöyle:

Güneş Enerjisi Elektrik Üretimi İçin Pahalı
Güneş enerjisi özellikle su ısıtma sistemleri ve elektrik üretiminde kullanılıyor. Ağırlıklı olarak ise su ısıtma sistemlerinde tercih ediliyor. Türkiye`de 10 milyon metrekarelik güneş kollektörü kullanılıyor. Kişi başına tüketim açısından ele alındığında bu Türkiye potansiyelinin yarısı. Türkiye`deki 100 güneş kollektörü firmasının yıllık üretimi 1 milyon metrekare düzeyinde. 4 kişilik bir aile için gerekli olan güneş kollektörünün kurulum maliyeti 300-1200 YTL arasında. Türkiye`de güneş enerjisi elektrik üretiminde kullanılmıyor çünkü güneş pilleri sistemiyle üretilen elektriğin maliyeti yüksek. Bu şekilde üretilen elektriğin biri maliyeti (1kilovat/saat) 25 amerikan centi iken diğer yöntemlerde ortalama 8 cent. Dünya`da da güneş pilleriyle üretilen elektriğin ticareti yapılmıyor.

Rüzgar Enerjisinde Maliyet Düşük
Rüzgar enerjisi elektrik üretiminde özellikle İskandinav ülkelerinde oldukça yaygın. Yel değirmenlerine benzeyen rüzgar türbinleri aracılığıyla yapılan elektrik üretim maliyeti fosil yakıt santralleriyle karşılaştırıldığında daha ekonomik. Örneğin, Bozcaada’daki rüzgar türbinlerinde bir kilovatsaat üretim için gereken kapasite yatırım maliyeti 1000 dolarken, hidroelekrik santrali için 2-4 bin dolarlık kaynak gerekiyor. Rüzgar tribünlerinin oluşturulmasının ardından işletme maliyeti neredeyse hiç yok. Bu nedenle yenilenebilir ve temiz bir enerji olmasının yanında rüzgar ekonomik bir enerji kaynağı. Devlet Planlama Teşkilatı`nın raporuna göre Türkiye`nin toplam elektriğinin yüzde 7`sine karşılık gelen 5 bin megavat kapasitesindeki elektriğin rüzgar enerjisi ile sağlanması mümkün. Şu anda Türkiye`nin elektrik üretiminin yalnız yüzde 4`ü rüzgar enerjisinden karşılanıyor.

Jeotermal Kaynakların Ancak Yüzde 4`ü Üretime Uygun
Artan sıcaklıkla yeryüzüne çıkan yeraltı sularının buharından elektrik üretimi Denizli, Kütahya ve İzmir-Aliağa bölgelerinde gerçekleştirilebiliyor. 20 megavatı aşan elektrik sağlayan jeotermal enerjinin 2020 yılına kadar 1000 megavata ulaşması bekleniyor. Türkiye`deki 140 jeotermal kaynağın sadece 4`ü teknik ve ekonomik açıdan elektrik üretimine uygun. Diğerleri ise ısıtma ve endüstriyel kullanıma uygun. Jeotermal kaynakların yıllık 9 milyar dolar düzeyinde petrole eşdeğer kaynak oluşturduğu tahmin ediliyor. Jeotermal ısıtma sistemlerinde toplam yatırım 100 metrekarelik konut başına 1500 dolar civarında. Doğalgazda ise bu maliyet 2000-2500 dolar arasında. Dünyada jeotermal elektrik üretim kapasitesi 40 bin megavat. 110 megavat kapasiteli bir santralin kilovat saat başına maliyeti 4,5 cent düzeyinde.

Biyokütle ve Biyogazda Pilot Çalışmalar Yapılıyor
Bu enerji kaynaklarının dışında doğadaki bitkilerden ve hayvanlardan yararlanılarak enerji üretilmesi de mümkün. Otosentez sırasında atmosferden aldıkları karbondioksitin karbonunu bünyelerinde biriktirip biyokütleyi oluşturan bitkilerin yakılmasıyla biyokütle enerjisi elde edilebiliyor. Hızlı büyüyen bitkilerle enerji ormanları oluşturup, bir yandan yetiştirip diğer yandan yakarak elde edilecek buhardan elektrik üretimi yapılabiliyor. Hayvansal ve bitkisel atıkların çürütülmesiyle üretilen metan gazının yakılarak enerji elde edilmesi de biyo gaz yöntemi olarak anılıyor. Pilot çalışmalar olsa da bu kaynakların kullanımı yaygın değil. Türkiye`de de sadece bazı belediyeler çöp alanlarında açığa çıkan metan gazından elektrik üretiyor.

Enerji Üretim Maliyetleri (ABD cent/kilovatsaat)
Kömür, 4.8-5.5
Gaz, 3.9-4.4
Hidrolik Enerji, 5.1-11.3
Biyomas, 5.8-11.6
Nükleer Enerji, 11.1-14.5
Rüzgar, 4-6

Türkiye`nin Enerji Dosyası
Yaklaşık 25 ilde 50 termik santral var. Bu termik santrallerin yüzde 45`inde doğalgaz kullanılıyor.

30 ilde 32 hidrolik santral var. Fırat nehri üzerindeki Keban, Karakaya ve Atatürk Barajlarında 1000 megavatın üzerinde üretim yapılıyor.

Elektrik İşleri Etüt İdaresi`ne ait 20 rüzgar tesisi var . Bunun yanı sıra ufak özel girişimlerle birlikte 20,1 megavat ile elektrik üretiminin yalnız binde 1`i rüzgar enerjisinden sağlanıyor.

Birincil kaynaklardan doğalgaz Kırklareli`nde, taş kömürü Zonguldak ve Ereğli bölgesinde, petrol Batmanda ve linyit ise yoğun olarak Afşin- Elbistan, Muğla, Tunçbilek, Seyitömer bölgesinde çıkarılıyor. Bunun dışında 50`ye yakın bölgede linyit mevcut durumda.Jeotermal enerji yalnız Denizli`de mevcut.

Kaynak: Referans Gazetesi
|  anasayfa   |  sayfa başı  |   geri  |