Atatürk Üniversitesi / 15 Temmuz 1981 / Yüksek Mühendis Diploması
Yaşlanmak Kaçınılmaz Bir Gerçek
Hepimiz yaşlanıyoruz.
Ayrıca yaşlanmak terimi de oldukça sevimsiz ve içinde çaresizliği, artık eskisi gibi işe yaramayacağınız düşüncesini barındırıyor ve modern toplum bu düşünceyi besleyen uygulamalarla dolu.
Belki bazıları gibi yaş almak terimini kullanmak daha iyi ama, adına ne derseniz deyin fark etmez, bütün dünyada yaşlılar giderek yalnızlaşıyor. Artık yaşlılık dönemi “gittikçe küçülen bir adada yaşamak gibi” tanımlanıyor.
Bir uzmanın dediği gibi “Dünyaya egemen olan ekonomik düzende üretim çarkından çekilen ve tüketici olarak da yeterince dinamik bulunmayan yaşlılar, adeta toplumun kıyısına itiliyor”.
Sorduğunuz zaman herkes yaşlılara saygı duyduğunu söyleyecektir, ama bu KOCA BİR YALAN, gerçek ve uygulama çok farklı.
Şu anda sizin evinizde, kendi evlerinde ya da bakım evi olduğu iddia edilen yerlerde bulunan yaşlılara hak ettikleri şekilde iyi bakıldığını söyleyebilir misiniz?
Bu soruyu cevaplarken lütfen onların değil sizin, kendiniz için ne isteyeceğinizi, ne hak ettiğinizi iyi düşünün. Sadece düşünün, cevabınızı paylaşmanız gerekmez.
Gerçeği kendinize bile söylemekten çekinmeniz, böyle bir şey yokmuş gibi davranmanız, sizden daha yaşlı olanlar için “durumu idare ediyormuş” gibi yapmanız, kendinizin ise hep şu anda olduğunuz gibi, hep aynı durumda kalıp hiç yaş almayacağınızı düşünmeniz gerçeği değiştirmez.
Akıl sağlığınız yerinde olsa bile, büyük ölçüde kendi işinizi kendiniz görüyor olsanız bile siz de bir gün çocuklarınız ve hatta eşiniz için bir yük haline geleceksiniz, kısaca yaşlanacaksınız.
Zamanında önlem almadığınız takdirde çok zor günler yaşayacaksınız ve o günler geldiğinde artık hiç bir şey yapamayacak durumda olacaksınız.
Bir evim var nasıl olsa hatta yazlığım bile var diyorsanız fena halde yanılıyorsunuz, evinizin olması yeterli olmayacak.
Belirli bir gelirim var nasıl olsa diyorsanız fena halde yanılıyorsunuz, maaşınızın olması, bankada paranızın olması, kapıda arabanızın olması yeterli olmayacak.
65 yaşından sonra size belki kredi bile verilmeyecek, her hangi bir alım, satım işlemi yapmak için belki sizden doktor raporu istenecek.
Günler ilerledikçe belki evinizden bile çıkamayacaksınız, çocuklarınızın sizi alıp beş on dakika gezdirmesi için bekleyip duracaksınız.
Paranız olduğu halde ekmek almaya gidemeyecek, varsa oturduğunuz evin kapıcısının himmetine kalacaksınız.
Kapıdaki arabanızı artık kullanamayacak duruma geleceksiniz.
İlaçlarınızı almak için sağlık merkezine gidemeyecek, alabilseniz bile neyi ne zaman alacağınızı şaşıracaksınız.
Yalnız iseniz basit yemekleri bile yapamayacaksınız, yalnız değilseniz sizin istediğiniz yemeği değil diğerlerinin istedikleri yemeği yemek zorunda kalacaksınız, yaşınıza uygun yemek bulup yemekte zorlanacaksınız.
Çamaşırınızın yıkanması, toplanıp yerine konulması, yıkanmanız, özel temizliğiniz, tırnaklarınızı kesmeniz bile büyük bir sorun olacak,
Bir tatil sizin için hayal olacak,
Ve en önemlisi de yalnız kalacaksınız, toplumla irtibatınız azalacak, akranlarınızla oturup iki laf etme imkanınız kalmayacak,
Çocuklarınız tarafından barınma, yeme içme, sağlık gibi ihtiyaçlarınız belirli bir ölçüde karşılanıyor olsa bile bunun konforlu bir hapis hayatından farkı olmayacak.
Kızmayın,
sadece sakin bir şekilde düşünün,
bundan 10 yıl, 20 yıl sonrayı düşünün,
etrafınıza bakın, çevrenizdeki yaşlı insanların durumuna bakın,
kendi anne babanızın durumunu düşünün, onlar için yapabildiklerinizi ve yapamadıklarınızı düşünün,
bir zamanlar sizin gibi genç ve/veya orta yaşlı olan onlar, şu anda yaşadıklarını hak ediyorlar mı?
Şu anda hayatınızda bir sorun yokmuş gibi görünebilir ama siz de kaçınılmaz olarak yaşlanıp onlar gibi olacaksınız ve sizin, bu gün anne ve babanız için yapabildiklerinizi ne yazık ki sizin çocuklarınız isteselerde sizin için yapamayacaklar.
Peki bu durum kaçınılmaz bir şey midir?
Bu durumu değiştirmek için bir şey yapamaz mıyız?
İlerideki günlerimizi daha rahat geçirebilmemiz için şimdiden bir şeyler yapılamaz mı?
Neden olmasın, yapılabilir elbette.
Yaşlılık günlerinizi, yine size ait, ama makul ölçülerde hazırlanmış, önceden belirlenmiş kalite standartlarına sahip, özel hayatınıza saygı duyulan, ihtiyaç duyulan hizmetlerin sizin için sağlandığı, size itibarlı bir müşteri gibi davranılacak bir anlayışla idare edilen bir mekanda geçirmek istemez misiniz?
Ancak bunu yapabilmenin tek bir koşulu var, vakit geçirmeden, şu anda, hemen harekete geçip bir araya gelmek ve ilerideki günler için hazırlık yapmak, hepsi bu...
“Bir araya gelmek” günümüzde gerçekleşmesi çok zor bir eylem, ama imkansız değil.
Benim bu soruna bir çözüm önerim var elbette, ancak diğer ülkelerde başarılı örnekleri de bulunan bu önerimi açıklamadan önce sizlerin de bu konudaki düşüncelerinizi ve önerilerinizi bilmek istiyorum, ülkemizdeki ekonomik ve soyal durumu da dikkate alan ve çözüme katkısı olacağına inandığım görüşlerinizi lütfen dmozden@temalar.com adresine yazın, en ideal çözümü birlikte geliştirelim.
Saygılarımla
Dursun Murat Özden - 07.02.2015, Ankara
- …
- …
- …
- Sonraki Yazı
Plastik Güvenlik Mühürleri
