Atatürk Üniversitesi / 15 Temmuz 1981 / Yüksek Mühendis Diploması
Aykırı Yazı
Son iki gündür ülke, bir genç kıza yapılan iğrenç, can yakıcı bir muamele sonrasında protesto sesleri ile dolup taşıyor. Ancak ne yazık ki, sokakta yapılan protestolara her zaman olduğu gibi güvenlik güçleri müdahale edip katılanları, katıldıklarına bin pişman ediyor, sanal alemde yapılanlar ise hiç bir işe yaramıyor.
Medyanın bu olayı gündemde tutma süresi ise yeni ve daha etkili bir magazin haber buluncaya kadar.
Son yıllarda medya ve özellikle sosyal medya sayesinde ülkemizdeki insana ve diğer canlılara uygulanan şiddetin bilinirliliği arttı. 21. yüzyılı yaşıyor olmamıza ve toplumun okur yazarlık düzeyinde bir miktar iyileşme olmasına rağmen sosyal düzenimizde elle tutulur bir değişiklik olmaması, eğitim sisteminin hiç bir şey öğretmeyen bir ucubeye dönüştürülmesi, belirli gruplara uygulanan şiddeti bir hak olarak gören inanç sistemlerinin güçlenmesi vs. nedeniyle şiddet olarak tanımlanan eylemlerde bir azalma olmuyor maalesef.
İnsana uygulanan şiddet istatistiklerinde kadına uygulanan şiddetin aslan payını aldığı da bir gerçek. Fiziksel olarak güçlü olduğu, dolayısıyla şiddet uygulama potansiyeli olduğu var sayılan erkeklerin başına gelen çeşitli şiddet olayları ise şimdilik bir magazin değeri olmadığı için fazla önemsenmiyor ve medyada çok az yer alıyor. Ayrıca her iki insan cinsinin hayvanlara uyguladığı şiddet ise neredeyse hiç gündemde değil.
Şiddet olaylarını kadın erkek ayırımı yapmadan insana ve diğer canlılara uygulanan şiddet olarak incelemenin daha uygun olduğunu düşünüyorum.
Bu konuda kırsal kesimde ve kentlerin varoşlarında yaşananları, eğitimsizlik, kültürel yozlaşma, inanç gibi nedenlere bağlamak kolaydır, ancak toplumun güya eğitimli, kültürlü, burnundan kıl aldırmayan kesimlerinde yaşananları nasıl açıklamalı?
Belirli bir gelir grubunun ve daha çok eğitimli insanların yaşadığı kabul edilen bir semtte oturuyorum. İşime gidip gelirken aracımla her gün 40 km kadar bir yol katediyorum ve trafik ışıkları olan, asfaltı düzgün, trafik ve yol işaretleri yeterli olan bu güzergahta neredeyse her gün birilerinin şiddetine maruz kalıyorum.
Bu olaylar öyle kuralları ihlal eden bir sürücü görüp canınızın sıkılması türünden olaylar değil, resmen size karşı bilerek ve isteyerek yapılan “benden başkasına hayat hakkı yok” türünden olaylar, yol vermesi gerekirken aracını üzerinize süren, sinyal vermiş dönüş yapmaya hazırlanırken arkadan taciz etmek amacıyla lamba yakıp korna çalan, “sen dur ya da kenara çek ben gideyim” türünden davranışlar.
Peki bu davranışlara karşı en küçük bir itiraz etme, karşı duruş sergileme, konuşarak uyarma şansınız var mı? Bunu en kibar halinizle yapsanız bile bir kavgaya hazır olun. İstisnalar hariç olmak üzere, yapacağınız konuşma kısa sürede tartışmaya ve kavgaya dönüşecektir.
Her ne kadar bu tür davranışları yapanlar arasından ben bir ayırım yapmasam da size tavsiyem; halk otobüsü, minibüs gibi toplu taşıma araçları zaten her zaman hilkatten geçiş üstünlüğüne sahip oldukları için onlardan uzak durun, bunlar trafik polisinin gözü önünde size karşı her türlü kuralsızlığı yaparlar, kırmızı da geçerler, olmadık yerde şerit değiştirirler, yolcularına hakaret ederler, ceza da almazlar. İster trafikte karşılaşın, ister bu araçlara yolcu olarak binin
fark etmez, bu araçların sürücülerinden uzak durmaya çalışın.
Son yıllarda sayıları çok artan kırmızı-mavi yanar döner lamba takmış sivil plakalı araçlardan da uzak durun, bunlar ya devletin gücünü diğerlerine karşı ölçüsüzce kullanmayı hak zanneden kimselerdir, ya da bu lambalar işe yarıyor diyerek araçlarına takmış kolay yoldan zengin olanlar veya mafya bozuntularıdır.
Buna benzer olayları siz de yaşıyor musunuz?
Yaşıyorsanız benim yaptığım gibi, bunları yapan kim olursa olsun, olanlara göz yummayıp itiraz ediyor, uyarınızı yapıyor ve sonu kavga da olsa hakkınızı arıyor musunuz?
Yoksa, boşver, aman başıma bir şey gelmesin diyerek size yapılana göz yumup gidiyor musunuz?
Eğer ikinciyi yapıyorsanız, şikayet etmeye hakkınız olmaz. Kuralsızlığı, hak yemeyi, saldırmayı adet edinmiş ve nasıl olsa bir adamını bulurum, ceza da almam diyenlerin sayılarının artmasına katkı yapmış olursunuz.
Dün Özgecan adlı gencin başına gelen iğrenç saldırı yarın size veya çocuklarınızı da yapılabilir.
Oturduğunuz yerden, sanal alemde olayın iğrençliğini, kabul edilemezliğini yazıp durmanız hiç bir şeyi değiştirmeyecektir. Sokağa çıkın, itiraz edin, uyarın, şikayet edin, gerekirse kavga edin, yeter ki sessiz kalmayın...
Saygılarımla
Dursun Murat Özden - 16.02.2015, Ankara
- Önceki Yazı
- …
- …
- …
- Sonraki Yazı